HAFSA BİNT-İ ÖMER R.ANHA. (ÜMMÜ’L-MU’MİNİN) :
Resûlullah’ın mübârek
hanımlarından. Ömer bin Hattab’ın (r.a.) kızı olup, annesinin ismi Zeyneb
binti Mad’un’dur. Kâ’be’nin
Kureyş tarafından yapıldığında, Biset’ten beş sene önce doğdu. Hz. Ömer,
İslâmiyeti kabul edince,
Mekke’de müslüman oldu. Huneys bin Huzafe ile evlendi. Huneys ile ilk
muhacirlerden
olup, önce Habeşistan’a,
sonra Medine’ye hicret etti. Huneys, Bedir ve Uhud gazvelerine katılıp,
Uhud’da yaralanıp,
Medine’de şehit oldu. Genç yaşta dul kaldı.
Hz. Hafsa, genç yaşında dul
kalınca; babası Hz. Ömer hicretin üçüncü yılında, Hz. Ebû Bekir’e ve
Hz. Osman’a kızımı alır
mısın dedikde, düşüneyim, demişlerdi. Bir gün, Resûlullah (s.a.v.), her üçü ve
başkaları yanında iken, “Yâ
Ömer! Seni üzüntülü görüyorum, sebebi nedir?” diye sordu. Bir şişedeki
mürekkebin rengi kolay
görüldüğü gibi, Resûlullah da (s.a.v.) herkesin düşüncesini, bir bakışta,
anlardı.
Lüzum görürse sorardı. Ona,
hattâ, herkese doğru söylememiz farz olduğundan, Ömer de, Yâ
Resûlallah (s.a.v.) kızımı
Ebû Bekir’e ve Osman’a (r.a.) teklif ettim, almadılar diye cevap verdi.
Resûlullah (s.a.v.), en çok
sevdiği üç Eshâbının üzülmesini hiç istemediğinden, onları sevindirmek için,
hemen buyurdu ki: “Yâ,
Ömer! Kızını, Ebû Bekir’den ve Osman’dan (r.a.) daha iyi birisine versem
ister misin?” Ömer şaşırdı.
Çünkü Ebû Bekir’den ve Osman’dan (r.a.) daha yüksek ve daha iyi kimse
olmadığını biliyordu. (Evet
Yâ Resûlallah) dedi. “Yâ Ömer, kızını bana ver!” buyurdu. Bu suretle, Hafsa
(r.anha), Ebû Bekir’in ve
Osman’ın ve bütün mü’minlerin anneleri oldu. Bunlar, ona hizmetçi oldu. Ebû
Bekir ve Osman (r.a.)
birbirlerine daha yakın ve daha sevgili oldular.”
Peygamber efendimiz
(s.a.v.) Hz. Hafsa’yı bir ara boşadıysa da, Cebrâil (a.s.)ın işaretiyle tekrar
nikâhına aldı. Hz. Hafsa
âyet-i kerîme içinde geçip, hakkında hâdîs-i şerîf söylendi. Peygamberimiz
(s.a.v.) kendisine hitaben;
“Ey Hafsa! Şakın çok konuşma! Allah’ı anmadan çok konuşmak, kalbi
öldürür. Allah’ın zikri ile
çok konuşmak ise kalbi diriltir” buyurdu. Yine Hz. Âişe ile ikisine “Allah’a
tevbe ederseniz,
kalbleriniz meyl eder” buyurdu. Altmış hadîs-i Şerîf bildirdi. Peygamber
efendimizin
(s.a.v.) sabah namazı için
kalktığında abdest aldıktan sonra evinde sabahın sünnetini kıldığını haber
vererek hadîs kitaplarına
geçirdi. “Peygamber efendimizin (s.a.v.) oturarak tesbih namazı (nafile)
kıldığını
görmedim. Ancak, vefâtından
bir sene önce tesbih namazlarını oturarak kılmaya başladı” buyurdu.
Peygamberimiz (s.a.v.) Hz.
Hafsa’ya hususi olarak kendisinden sonra; Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in
halife olacağını bildirdi.
Hz. Hafsa, bilgili, iradesi
kuvvetli, özü sözü bir idi. Hz. Âişe, O’nun hakkında; “Hafsa tam
mânâsıyle babasının
kızıydı, buyurdu. Dîni vecibeleri hakkıyla yerine getirirdi. Geceleri ibâdetle
geçirir,
gündüzleri oruç tutardı.
Senenin çoğunu oruçlu geçirirdi. Peygamber efendimizin (s.a.v.) nikâhıyla
şereflendikten
sonra dînî pek çok
hususlara bizzat şâhid oldu. Çok bilgili idi. Abdullah bin Ömer, Safiye binti
Ebû Ubeyde, Ümmü Mübeşşir,
Hamza bin Abdullah, Hârise bin Vehb, Abdurrahman bin Hâris talebeleri
olup, pek çok hususu
rivâyet edip, haber verdi. Hz. Hafsa’ya, Peygamberimiz vefât edince,
Beyt-ülmal’dan
tahsisat ayrıldı. Hz.
Ömer’in hilâfetinde ise kendisine divandan onbin dirhem tahsisat bağlanarak
geçindi. Babası şehit
olurken, Hz. Ebû Bekir’in toplatmış olduğu Kur’ân-ı kerîm’i muhafaza etmekle
vazifelendirildi. Osman’ın
hilâfetinde Kur’ân-ı kerîm’in çoğaltılması esnasında muhafaza ettiği nüshayı
halifeye teslim etti.
Hz. Hafsa, 45 (m. 665)
senesi Şaban ayında Medine-i Münevvere’de vefât etti. Cenâze namazını
Mervan Âmil kıldırdı. Ebû
Hureyre (r.a.) de cenâzeyi Bugayre’nin evinden kabristanlığa kadar sırtında
taşıyıp, tabutunu
bırakmadı. Bakî Kabristanlığı’nda Abdullah bin Ömer, Âsım bin Ömer, Sâlim bin
Abdullah,
Hamza bin Abdullah kabre
koyup, defn ettiler.
Peygamberimizden (s.a.v.)
60 hadîs-i şerîf rivâyet etmiş, kendisinden de Buhârî, Müslim, Ebû
Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve
İbn-i Mâce hadîs nakletmişlerdir.
Rivâyet ettiği hadîs-i
şerîflerden bazıları:
“Peygamber efendimiz (s.a.v.) Ramazan’da
müezzin ezan okuyunca, yiyip içmeyi keser, iki rekât
namaz kılardı.”
“Peygamber efendimiz
(s.a.v.) yataklarına yattıkları zaman mübârek sağ ellerini başlarının altına
koyar ve şöyle duâ ederdi:
“Rabbi kınî azâbeke yevme teb’asü bâdeke” “Yâ Rabbi insanların ba’s
olunacakları günde beni
azabdan koru” (3 defa). Peygamber efendimiz sağ eliyle yer, sağ eliyle içer,
abdeste, giyinmeye, almaya
ve vermeye sağdan başlardı. Bundan başka işlere soldan başlardı.”
“Birgün Resûl-i ekrem
(s.a.v.) elbisesini diz kapaklarının altına kadar sıvayıp istirahat ediyordu.
Hz. Ebû Bekir (r.a.) gelip
izin istedi. Habîb-i Ekrem izin verdiler. Hallerini değiştirmediler. Sonra Hz.
Ömer
(r.a) gelip izin istedi.
Ona da izin verdiler ve hallerini değiştirmediler. Bir grup Eshâb-ı kirâm da
gelip
izin istedi. Onlara da izin
verdiler ve hallerini değiştirmediler. Daha sonra Hz. Osman gelip izin
isteyince
Resûl-i Ekrem hemen
toparlandı. Elbisesini düzelttiler. Hepsi gittikten sonra Resûlullah’a “Ey
Allah’ın
Resûlü, Hz. Ebû Bekir, Hz.
Ömer ve diğer Eshâb-ı kirâm geldiler. Durumunuzu değiştirmediniz. Sonra
Hz. Osman (r.a.) geldi,
elbisenizi düzelttiniz” deyince, Resûlullah “Meleklerin bile haya ettiği
Osman’dan
haya etmeyeyim mi?”
buyurdu.”
KAYNAKLAR:
1) El-İstiâb sh-734
2) Üsûd-ül-gâbe cild-5,
sh-421, 425
3) Sahîh-i Buhârî cild-2,
sh-725, 768
4) Müsned-i Ahmed bin
Hanbel cild-6, sh-283
5) Tabakât-ı İbn-i Sa’d
cild-8, sh-81
6) El-Îsâbe cild-6, sh-273
7) Hilyet-ül-evliyâ cild-2,
sh-50
8) Sünen-i Ebû Dâvûd,
Zikr-i Hafsa
9) Zerkânî, Mevâhib-i
ledünniyye şerhi cild-3, sh-721
10) Tam İlmihâl Se’âdet-i
Ebediyye sh-1009
11) Eshâb-ı Kirâm sh-342